dün başıma gelen ilginç olay

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan alico59
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
Olay zaten senin veya ehliyetin sürmesinde değil. Sen harika şoför olabilirsin ama bi başkası senin kadar iyi şoför değildir ve o gelip sana vursa bile sen suçlu olursun
 
ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo

İşte sadece bu mesajından şöförlüğün 'ş' sini bilmediğin belli.Şöför olmak aracı a noktasından b noktasına götürmek değildir, Trafikte kendini düşündüğün kadar başkalarını da düşünmektir...Sen ne kadar iyi kullanırsan kullan, kaldırımdan bir anda fırlayan bir çocuk düşün, durma ihtimalin olmayacak kadar yakından çıktı.Ne diyecekasin ailesine?Çocuk fırladı suçlu o mu diyeceksin? O Arabayı kullanmayan ehliyet senin 16 yaşında hapse girip senelerce içeride yatmana sebep olabileceği gibi, bir de katil damgası yiyeceksin.Ömrün boyunca SABIKALI bir sicilin olacak.Hiç bu açıdan düşündün mü?
Bunu daha rahat idrak etmen için küçük bir empati yap, ailenden yada sevdiğin birinden örnekleme yap, bu kardeşin yada kankan, sevgilin v.s. birisi olsun.Ona bir araç çarptığını, ağır yaralanma yada kalıcı bir sakatlık olduğunu düşün.Ona çarpan kişinin de ehliyetsiz birisi olduğunu düşün...O kişi karşında dursa ne derdin? N yapardın? Herhalde 'ya kusura bakma birader aslında iyi şöförmüşsün ama bizimki yola çıkmış şikayetçi değiliz...' mi diyeceksin?
İnsan sevdiklerinin kılına zarar geldiğinde nasıl deliye döner...Allah böyle bir duruma hiçbirimizi düşürmesin. Olayın hangi tarafından bakarsan bak tarif edilemez bir durum olacaktır.

Herkes başına bir kaza gelene kadar en iyi şöför olduğunu düşünür.Birgün araç altından kayar, o gün fizik kurallarıyla tanışırsın.
Maksadım seni küçümsemek, ağalık taslamak değil, gençsin, en güzel zamanlarındasın.Anlatmak istediğim şeyi anladıysan faydası sana olur, anlayamadıysan annene, babana yazık olur, bir de sebep olacağın herhangi birine....

Bu acı kısmı hep geçelim, daha basite indirelim.Hızlı kullanmayı da geçelim, hatta kemerin takılı, kırmızı ışıkta duruyorsun, ehliyetini dün almış 50 yaşında teyzenin biri geldi, arkadan sana çarptı...araçlar pert....
Polis gelince ne olacak sanıyorsun? ehliyetin olmadığı için sigortan geçersiz olacak.Arkadan bile vursa suçlu olacağın için diğer aracı cebinden yaptırmak zorunda kalacaksın.Üstüne de 600 lira civarında ceza ödeyeceksin....Bu açıdan düşünürsen işin rengi değişiyor değil mi?

Belki bulunduğun yerde ehliyet fazla sorun olmaz rahat rahat dolaşırsın.Bunu da doğru bulmuyorum ama hadi öyle diyelim.Ama hiç yoktan hakkını savunacak yaşa ve ehliyete sahip olana kadar özellikle insanların yoğun olduğu yerde veya yoğun trafikte, mahalle aralarında normal kullan.Şöförlük kavramının o zaman geliştiğini anlayacaksın.Aksi halde düzeltemeyeceğin hatalar için pişman olman bazı şeyleri değiştirmez....

Biliyorum belki yazdıgımı bile tamamını okumadan bana kızacaksın, belki sinirli bişeyler yazacaksın sana mı sorduk diye...Başından geçeni anlatmışsın, Olaya sadece dışarından bakıp dikkat et demişler.Ama sen bir de ''ehliyet ne ki, gereksiz masraf'' a bağlamışsın. O yüzden bunlar aklında en fazla 3 saat kalır sabah hatırlamazsın bile.Ama eğer kendi kendine yaptığım doğru muydu? Diye sorarsan belki bazı şeyler değişir.Değişmesini ümit ediyorum.İnşallah hiç kaza bela yaşamazsın...
 
ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo

İşte sadece bu mesajından şöförlüğün 'ş' sini bilmediğin belli.Şöför olmak aracı a noktasından b noktasına götürmek değildir, Trafikte kendini düşündüğün kadar başkalarını da düşünmektir...Sen ne kadar iyi kullanırsan kullan, kaldırımdan bir anda fırlayan bir çocuk düşün, durma ihtimalin olmayacak kadar yakından çıktı.Ne diyecekasin ailesine?Çocuk fırladı suçlu o mu diyeceksin? O Arabayı kullanmayan ehliyet senin 16 yaşında hapse girip senelerce içeride yatmana sebep olabileceği gibi, bir de katil damgası yiyeceksin.Ömrün boyunca SABIKALI bir sicilin olacak.Hiç bu açıdan düşündün mü?
Bunu daha rahat idrak etmen için küçük bir empati yap, ailenden yada sevdiğin birinden örnekleme yap, bu kardeşin yada kankan, sevgilin v.s. birisi olsun.Ona bir araç çarptığını, ağır yaralanma yada kalıcı bir sakatlık olduğunu düşün.Ona çarpan kişinin de ehliyetsiz birisi olduğunu düşün...O kişi karşında dursa ne derdin? N yapardın? Herhalde 'ya kusura bakma birader aslında iyi şöförmüşsün ama bizimki yola çıkmış şikayetçi değiliz...' mi diyeceksin?
İnsan sevdiklerinin kılına zarar geldiğinde nasıl deliye döner...Allah böyle bir duruma hiçbirimizi düşürmesin. Olayın hangi tarafından bakarsan bak tarif edilemez bir durum olacaktır.
Herkes başına bir kaza gelene kadar en iyi şöför olduğunu düşünür.Birgün araç altından kayar, o gün fizik kurallarıyla tanışırsın.
Maksadım seni küçümsemek, ağalık taslamak değil, gençsin, en güzel zamanlarındasın.Anlatmak istediğim şeyi anladıysan faydası sana olur, anlayamadıysan annene, babana yazık olur, bir de sebep olacağın herhangi birine....

Bu acı kısmı hep geçelim, daha basite indirelim.Hızlı kullanmayı da geçelim, hatta kemerin takılı, kırmızı ışıkta duruyorsun, ehliyetini dün almış 50 yaşında teyzenin biri geldi, arkadan sana çarptı...araçlar pert....
Polis gelince ne olacak sanıyorsun? ehliyetin olmadığı için sigortan geçersiz olacak.Arkadan bile vursa suçlu olacağın için diğer aracı cebinden yaptırmak zorunda kalacaksın.Üstüne de 600 lira civarında ceza ödeyeceksin....Bu açıdan düşünürsen işin rengi değişiyor değil mi?

Belki bulunduğun yerde ehliyet fazla sorun olmaz rahat rahat dolaşırsın.Bunu da doğru bulmuyorum ama hadi öyle diyelim.Ama hiç yoktan hakkını savunacak yaşa ve ehliyete sahip olana kadar özellikle insanların yoğun olduğu yerde veya yoğun trafikte, mahalle aralarında normal kullan.Şöförlük kavramının o zaman geliştiğini anlayacaksın.Aksi halde düzeltemeyeceğin hatalar için pişman olman bazı şeyleri değiştirmez....

Biliyorum belki yazdıgımı bile tamamını okumadan bana kızacaksın, belki sinirli bişeyler yazacaksın sana mı sorduk diye...Başından geçeni anlatmışsın, Olaya sadece dışarından bakıp dikkat et demişler.Ama sen bir de ''ehliyet ne ki, gereksiz masraf'' a bağlamışsın. O yüzden bunlar aklında en fazla 3 saat kalır sabah hatırlamazsın bile.Ama eğer kendi kendine yaptığım doğru muydu? Diye sorarsan belki bazı şeyler değişir.Değişmesini ümit ediyorum.İnşallah hiç kaza bela yaşamazsın...


*clap2**clap**yes*
 
Bence de kızmadan mesajı sonuna kadar okusun kardeşimiz... Çünkü çok doğru tespitler yapmış Salih....
 
ALLAH a şükür 2hafta önce ehliyetimi aldım ehliyet olmadan önce çok dikkatli sürerdim yavaş yavaş sen bi yaya öldürmeyi bırak bi kolu bacağı biyeri kırılsa bile işin zor ölse hayatın bitti. ehliyetin olsa bile bu değişmez .
 
geçmiş olsun bende 3 4 sene bekilicem sonra ehliyeti alım atılıcam yollar şu anda mahale aralarında gidiyorum ama caddede sürmek kadar zevkli bişey olamaz
 
ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo

İşte sadece bu mesajından şöförlüğün 'ş' sini bilmediğin belli.Şöför olmak aracı a noktasından b noktasına götürmek değildir, Trafikte kendini düşündüğün kadar başkalarını da düşünmektir...Sen ne kadar iyi kullanırsan kullan, kaldırımdan bir anda fırlayan bir çocuk düşün, durma ihtimalin olmayacak kadar yakından çıktı.Ne diyecekasin ailesine?Çocuk fırladı suçlu o mu diyeceksin? O Arabayı kullanmayan ehliyet senin 16 yaşında hapse girip senelerce içeride yatmana sebep olabileceği gibi, bir de katil damgası yiyeceksin.Ömrün boyunca SABIKALI bir sicilin olacak.Hiç bu açıdan düşündün mü?
Bunu daha rahat idrak etmen için küçük bir empati yap, ailenden yada sevdiğin birinden örnekleme yap, bu kardeşin yada kankan, sevgilin v.s. birisi olsun.Ona bir araç çarptığını, ağır yaralanma yada kalıcı bir sakatlık olduğunu düşün.Ona çarpan kişinin de ehliyetsiz birisi olduğunu düşün...O kişi karşında dursa ne derdin? N yapardın? Herhalde 'ya kusura bakma birader aslında iyi şöförmüşsün ama bizimki yola çıkmış şikayetçi değiliz...' mi diyeceksin?
İnsan sevdiklerinin kılına zarar geldiğinde nasıl deliye döner...Allah böyle bir duruma hiçbirimizi düşürmesin. Olayın hangi tarafından bakarsan bak tarif edilemez bir durum olacaktır.

Herkes başına bir kaza gelene kadar en iyi şöför olduğunu düşünür.Birgün araç altından kayar, o gün fizik kurallarıyla tanışırsın.
Maksadım seni küçümsemek, ağalık taslamak değil, gençsin, en güzel zamanlarındasın.Anlatmak istediğim şeyi anladıysan faydası sana olur, anlayamadıysan annene, babana yazık olur, bir de sebep olacağın herhangi birine....

Bu acı kısmı hep geçelim, daha basite indirelim.Hızlı kullanmayı da geçelim, hatta kemerin takılı, kırmızı ışıkta duruyorsun, ehliyetini dün almış 50 yaşında teyzenin biri geldi, arkadan sana çarptı...araçlar pert....
Polis gelince ne olacak sanıyorsun? ehliyetin olmadığı için sigortan geçersiz olacak.Arkadan bile vursa suçlu olacağın için diğer aracı cebinden yaptırmak zorunda kalacaksın.Üstüne de 600 lira civarında ceza ödeyeceksin....Bu açıdan düşünürsen işin rengi değişiyor değil mi?

Belki bulunduğun yerde ehliyet fazla sorun olmaz rahat rahat dolaşırsın.Bunu da doğru bulmuyorum ama hadi öyle diyelim.Ama hiç yoktan hakkını savunacak yaşa ve ehliyete sahip olana kadar özellikle insanların yoğun olduğu yerde veya yoğun trafikte, mahalle aralarında normal kullan.Şöförlük kavramının o zaman geliştiğini anlayacaksın.Aksi halde düzeltemeyeceğin hatalar için pişman olman bazı şeyleri değiştirmez....

Biliyorum belki yazdıgımı bile tamamını okumadan bana kızacaksın, belki sinirli bişeyler yazacaksın sana mı sorduk diye...Başından geçeni anlatmışsın, Olaya sadece dışarından bakıp dikkat et demişler.Ama sen bir de ''ehliyet ne ki, gereksiz masraf'' a bağlamışsın. O yüzden bunlar aklında en fazla 3 saat kalır sabah hatırlamazsın bile.Ama eğer kendi kendine yaptığım doğru muydu? Diye sorarsan belki bazı şeyler değişir.Değişmesini ümit ediyorum.İnşallah hiç kaza bela yaşamazsın...


doğru sölüyosun ama hayatta bitek ondan zevk alıyorum hani başıma daha ben yoktum ama tek hızdan zevk alıyorum oyüzden başıma ne gelirse ben kabul lüm gerekirse ölüm.(mesajını sonuna kadar sinirlenmeden okudum doğru diyosun ama ama insanın vazgeçemeyerceği şeyler biri benim için hız)
 
ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo

İşte sadece bu mesajından şöförlüğün 'ş' sini bilmediğin belli.Şöför olmak aracı a noktasından b noktasına götürmek değildir, Trafikte kendini düşündüğün kadar başkalarını da düşünmektir...Sen ne kadar iyi kullanırsan kullan, kaldırımdan bir anda fırlayan bir çocuk düşün, durma ihtimalin olmayacak kadar yakından çıktı.Ne diyecekasin ailesine?Çocuk fırladı suçlu o mu diyeceksin? O Arabayı kullanmayan ehliyet senin 16 yaşında hapse girip senelerce içeride yatmana sebep olabileceği gibi, bir de katil damgası yiyeceksin.Ömrün boyunca SABIKALI bir sicilin olacak.Hiç bu açıdan düşündün mü?
Bunu daha rahat idrak etmen için küçük bir empati yap, ailenden yada sevdiğin birinden örnekleme yap, bu kardeşin yada kankan, sevgilin v.s. birisi olsun.Ona bir araç çarptığını, ağır yaralanma yada kalıcı bir sakatlık olduğunu düşün.Ona çarpan kişinin de ehliyetsiz birisi olduğunu düşün...O kişi karşında dursa ne derdin? N yapardın? Herhalde 'ya kusura bakma birader aslında iyi şöförmüşsün ama bizimki yola çıkmış şikayetçi değiliz...' mi diyeceksin?
İnsan sevdiklerinin kılına zarar geldiğinde nasıl deliye döner...Allah böyle bir duruma hiçbirimizi düşürmesin. Olayın hangi tarafından bakarsan bak tarif edilemez bir durum olacaktır.

Herkes başına bir kaza gelene kadar en iyi şöför olduğunu düşünür.Birgün araç altından kayar, o gün fizik kurallarıyla tanışırsın.
Maksadım seni küçümsemek, ağalık taslamak değil, gençsin, en güzel zamanlarındasın.Anlatmak istediğim şeyi anladıysan faydası sana olur, anlayamadıysan annene, babana yazık olur, bir de sebep olacağın herhangi birine....

Bu acı kısmı hep geçelim, daha basite indirelim.Hızlı kullanmayı da geçelim, hatta kemerin takılı, kırmızı ışıkta duruyorsun, ehliyetini dün almış 50 yaşında teyzenin biri geldi, arkadan sana çarptı...araçlar pert....
Polis gelince ne olacak sanıyorsun? ehliyetin olmadığı için sigortan geçersiz olacak.Arkadan bile vursa suçlu olacağın için diğer aracı cebinden yaptırmak zorunda kalacaksın.Üstüne de 600 lira civarında ceza ödeyeceksin....Bu açıdan düşünürsen işin rengi değişiyor değil mi?

Belki bulunduğun yerde ehliyet fazla sorun olmaz rahat rahat dolaşırsın.Bunu da doğru bulmuyorum ama hadi öyle diyelim.Ama hiç yoktan hakkını savunacak yaşa ve ehliyete sahip olana kadar özellikle insanların yoğun olduğu yerde veya yoğun trafikte, mahalle aralarında normal kullan.Şöförlük kavramının o zaman geliştiğini anlayacaksın.Aksi halde düzeltemeyeceğin hatalar için pişman olman bazı şeyleri değiştirmez....

Biliyorum belki yazdıgımı bile tamamını okumadan bana kızacaksın, belki sinirli bişeyler yazacaksın sana mı sorduk diye...Başından geçeni anlatmışsın, Olaya sadece dışarından bakıp dikkat et demişler.Ama sen bir de ''ehliyet ne ki, gereksiz masraf'' a bağlamışsın. O yüzden bunlar aklında en fazla 3 saat kalır sabah hatırlamazsın bile.Ama eğer kendi kendine yaptığım doğru muydu? Diye sorarsan belki bazı şeyler değişir.Değişmesini ümit ediyorum.İnşallah hiç kaza bela yaşamazsın...





*tup*
 
son mesajında hala daha 'hızdan vazgeçmem' diyor bu arkadaş
bence ona kazasız belasız günler dileyip,
ruhsat sahibine nasihatte bulunmak lazım.
bu kadar nasihatten sonra hala 'tutkum, ne yapayım' edebiyatı yapıyor..
Allah korusun seni ve seninle aynı yolları paylaşanları ehliyetli de olsan..
 
Salih abinin yazdıklarını okuyunca -ki bildiğimiz,her zaman büyüklerimizden duyduğumuz- tedirgin oldum.Bende istediğim zaman arabayı babamdan alıp belli sınırlar içerisinde arkadaşlarımla vakit geçirebiliyorum.Ben Emirgan/Sarıyer de oturuyorum ve bizim burda alışılagelmiş bi olay.Çoğu arkadaşım abisinden veya babasından arabaları kolayca alabiliyor.Yeri geliyo 3 4 araba peş peşe gezdiğimiz bile oluyor.Ama biz,kendi adıma ben mahalle aralarında kısık müzik en fazla 2 viteste yavaş yavaş gitmekten zevk alıyorum.Ayrıca hızı sevmek nasıl bi şeydir ki dobloda kontrolu arabaya bırakıyosun resmen havada gidiyosun.Ben hızı değil ivmelenmeyi seviyorum.İlk okulda aynı sınıfta olduğum arkadaşım , aynı zamanda semtten dostumun motoru var hız-makas gibi olayları motordayken ve trafikte çok seviyor.Abisinde Vw Caddy var ve o arkadaşım arabaya bindiği zaman bile tedirgin oluyo."Kanka arabada korkuyorum motor gibi değil." gibi şeyler söylüyor.Allah korusun hapsini falan geçiyorum bu işin bide vicdan azabı var.Ben elimden geldiğince dikkat ediyorum böyle şeylere.Bide abimiz sicil falan o olaylardan bahsetmiş.Ben Gemi Yönetimi okuduğum için ilerde Gemi Adamı Cüzdanı alırken sicilimin temiz olması gerekiyor.Bu konuları biraz daha olgun düşünmem lazım sanırım.
 
Walla son mesajından sonra başka birşey demek istemiyorum.İnşallah başına üzücü hiçbir olay gelmez.İnşallah kimseye sebep olmazsın..Dilğeim budur...Bunu da senden ziyade annene-babana dert olmayasın diye söyledim.Ama bütün konuyu özetlemek istersem, bazıları beni çok iyi anlayacaktır, Senin durumunu tek bir sözle özetlerim;
Bekara karı boşamak kolay derler....
 
Back