ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo
ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo
İşte sadece bu mesajından şöförlüğün 'ş' sini bilmediğin belli.Şöför olmak aracı a noktasından b noktasına götürmek değildir, Trafikte kendini düşündüğün kadar başkalarını da düşünmektir...Sen ne kadar iyi kullanırsan kullan, kaldırımdan bir anda fırlayan bir çocuk düşün, durma ihtimalin olmayacak kadar yakından çıktı.Ne diyecekasin ailesine?Çocuk fırladı suçlu o mu diyeceksin? O Arabayı kullanmayan ehliyet senin 16 yaşında hapse girip senelerce içeride yatmana sebep olabileceği gibi, bir de katil damgası yiyeceksin.Ömrün boyunca SABIKALI bir sicilin olacak.Hiç bu açıdan düşündün mü?
Bunu daha rahat idrak etmen için küçük bir empati yap, ailenden yada sevdiğin birinden örnekleme yap, bu kardeşin yada kankan, sevgilin v.s. birisi olsun.Ona bir araç çarptığını, ağır yaralanma yada kalıcı bir sakatlık olduğunu düşün.Ona çarpan kişinin de ehliyetsiz birisi olduğunu düşün...O kişi karşında dursa ne derdin? N yapardın? Herhalde 'ya kusura bakma birader aslında iyi şöförmüşsün ama bizimki yola çıkmış şikayetçi değiliz...' mi diyeceksin?
İnsan sevdiklerinin kılına zarar geldiğinde nasıl deliye döner...Allah böyle bir duruma hiçbirimizi düşürmesin. Olayın hangi tarafından bakarsan bak tarif edilemez bir durum olacaktır.
Herkes başına bir kaza gelene kadar en iyi şöför olduğunu düşünür.Birgün araç altından kayar, o gün fizik kurallarıyla tanışırsın.
Maksadım seni küçümsemek, ağalık taslamak değil, gençsin, en güzel zamanlarındasın.Anlatmak istediğim şeyi anladıysan faydası sana olur, anlayamadıysan annene, babana yazık olur, bir de sebep olacağın herhangi birine....
Bu acı kısmı hep geçelim, daha basite indirelim.Hızlı kullanmayı da geçelim, hatta kemerin takılı, kırmızı ışıkta duruyorsun, ehliyetini dün almış 50 yaşında teyzenin biri geldi, arkadan sana çarptı...araçlar pert....
Polis gelince ne olacak sanıyorsun? ehliyetin olmadığı için sigortan geçersiz olacak.Arkadan bile vursa suçlu olacağın için diğer aracı cebinden yaptırmak zorunda kalacaksın.Üstüne de 600 lira civarında ceza ödeyeceksin....Bu açıdan düşünürsen işin rengi değişiyor değil mi?
Belki bulunduğun yerde ehliyet fazla sorun olmaz rahat rahat dolaşırsın.Bunu da doğru bulmuyorum ama hadi öyle diyelim.Ama hiç yoktan hakkını savunacak yaşa ve ehliyete sahip olana kadar özellikle insanların yoğun olduğu yerde veya yoğun trafikte, mahalle aralarında normal kullan.Şöförlük kavramının o zaman geliştiğini anlayacaksın.Aksi halde düzeltemeyeceğin hatalar için pişman olman bazı şeyleri değiştirmez....
Biliyorum belki yazdıgımı bile tamamını okumadan bana kızacaksın, belki sinirli bişeyler yazacaksın sana mı sorduk diye...Başından geçeni anlatmışsın, Olaya sadece dışarından bakıp dikkat et demişler.Ama sen bir de ''ehliyet ne ki, gereksiz masraf'' a bağlamışsın. O yüzden bunlar aklında en fazla 3 saat kalır sabah hatırlamazsın bile.Ama eğer kendi kendine yaptığım doğru muydu? Diye sorarsan belki bazı şeyler değişir.Değişmesini ümit ediyorum.İnşallah hiç kaza bela yaşamazsın...
ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo
İşte sadece bu mesajından şöförlüğün 'ş' sini bilmediğin belli.Şöför olmak aracı a noktasından b noktasına götürmek değildir, Trafikte kendini düşündüğün kadar başkalarını da düşünmektir...Sen ne kadar iyi kullanırsan kullan, kaldırımdan bir anda fırlayan bir çocuk düşün, durma ihtimalin olmayacak kadar yakından çıktı.Ne diyecekasin ailesine?Çocuk fırladı suçlu o mu diyeceksin? O Arabayı kullanmayan ehliyet senin 16 yaşında hapse girip senelerce içeride yatmana sebep olabileceği gibi, bir de katil damgası yiyeceksin.Ömrün boyunca SABIKALI bir sicilin olacak.Hiç bu açıdan düşündün mü?
Bunu daha rahat idrak etmen için küçük bir empati yap, ailenden yada sevdiğin birinden örnekleme yap, bu kardeşin yada kankan, sevgilin v.s. birisi olsun.Ona bir araç çarptığını, ağır yaralanma yada kalıcı bir sakatlık olduğunu düşün.Ona çarpan kişinin de ehliyetsiz birisi olduğunu düşün...O kişi karşında dursa ne derdin? N yapardın? Herhalde 'ya kusura bakma birader aslında iyi şöförmüşsün ama bizimki yola çıkmış şikayetçi değiliz...' mi diyeceksin?
İnsan sevdiklerinin kılına zarar geldiğinde nasıl deliye döner...Allah böyle bir duruma hiçbirimizi düşürmesin. Olayın hangi tarafından bakarsan bak tarif edilemez bir durum olacaktır.
Herkes başına bir kaza gelene kadar en iyi şöför olduğunu düşünür.Birgün araç altından kayar, o gün fizik kurallarıyla tanışırsın.
Maksadım seni küçümsemek, ağalık taslamak değil, gençsin, en güzel zamanlarındasın.Anlatmak istediğim şeyi anladıysan faydası sana olur, anlayamadıysan annene, babana yazık olur, bir de sebep olacağın herhangi birine....
Bu acı kısmı hep geçelim, daha basite indirelim.Hızlı kullanmayı da geçelim, hatta kemerin takılı, kırmızı ışıkta duruyorsun, ehliyetini dün almış 50 yaşında teyzenin biri geldi, arkadan sana çarptı...araçlar pert....
Polis gelince ne olacak sanıyorsun? ehliyetin olmadığı için sigortan geçersiz olacak.Arkadan bile vursa suçlu olacağın için diğer aracı cebinden yaptırmak zorunda kalacaksın.Üstüne de 600 lira civarında ceza ödeyeceksin....Bu açıdan düşünürsen işin rengi değişiyor değil mi?
Belki bulunduğun yerde ehliyet fazla sorun olmaz rahat rahat dolaşırsın.Bunu da doğru bulmuyorum ama hadi öyle diyelim.Ama hiç yoktan hakkını savunacak yaşa ve ehliyete sahip olana kadar özellikle insanların yoğun olduğu yerde veya yoğun trafikte, mahalle aralarında normal kullan.Şöförlük kavramının o zaman geliştiğini anlayacaksın.Aksi halde düzeltemeyeceğin hatalar için pişman olman bazı şeyleri değiştirmez....
Biliyorum belki yazdıgımı bile tamamını okumadan bana kızacaksın, belki sinirli bişeyler yazacaksın sana mı sorduk diye...Başından geçeni anlatmışsın, Olaya sadece dışarından bakıp dikkat et demişler.Ama sen bir de ''ehliyet ne ki, gereksiz masraf'' a bağlamışsın. O yüzden bunlar aklında en fazla 3 saat kalır sabah hatırlamazsın bile.Ama eğer kendi kendine yaptığım doğru muydu? Diye sorarsan belki bazı şeyler değişir.Değişmesini ümit ediyorum.İnşallah hiç kaza bela yaşamazsın...
ehliyet olmadığından zaten ben haksızım ama aracı ehliyetmi sürüyo ben mi sürüyom. ben tanıdığım bir çok ehliyetli kişiden daha ii sürüyom şehir içi hız daha zevkli insan hızlı gittiğinin farkına varı yo.otobanda şehirde gittiğim hızla gittiğim zaman sanki araba gitmiyomus gibi oluyo
İşte sadece bu mesajından şöförlüğün 'ş' sini bilmediğin belli.Şöför olmak aracı a noktasından b noktasına götürmek değildir, Trafikte kendini düşündüğün kadar başkalarını da düşünmektir...Sen ne kadar iyi kullanırsan kullan, kaldırımdan bir anda fırlayan bir çocuk düşün, durma ihtimalin olmayacak kadar yakından çıktı.Ne diyecekasin ailesine?Çocuk fırladı suçlu o mu diyeceksin? O Arabayı kullanmayan ehliyet senin 16 yaşında hapse girip senelerce içeride yatmana sebep olabileceği gibi, bir de katil damgası yiyeceksin.Ömrün boyunca SABIKALI bir sicilin olacak.Hiç bu açıdan düşündün mü?
Bunu daha rahat idrak etmen için küçük bir empati yap, ailenden yada sevdiğin birinden örnekleme yap, bu kardeşin yada kankan, sevgilin v.s. birisi olsun.Ona bir araç çarptığını, ağır yaralanma yada kalıcı bir sakatlık olduğunu düşün.Ona çarpan kişinin de ehliyetsiz birisi olduğunu düşün...O kişi karşında dursa ne derdin? N yapardın? Herhalde 'ya kusura bakma birader aslında iyi şöförmüşsün ama bizimki yola çıkmış şikayetçi değiliz...' mi diyeceksin?
İnsan sevdiklerinin kılına zarar geldiğinde nasıl deliye döner...Allah böyle bir duruma hiçbirimizi düşürmesin. Olayın hangi tarafından bakarsan bak tarif edilemez bir durum olacaktır.
Herkes başına bir kaza gelene kadar en iyi şöför olduğunu düşünür.Birgün araç altından kayar, o gün fizik kurallarıyla tanışırsın.
Maksadım seni küçümsemek, ağalık taslamak değil, gençsin, en güzel zamanlarındasın.Anlatmak istediğim şeyi anladıysan faydası sana olur, anlayamadıysan annene, babana yazık olur, bir de sebep olacağın herhangi birine....
Bu acı kısmı hep geçelim, daha basite indirelim.Hızlı kullanmayı da geçelim, hatta kemerin takılı, kırmızı ışıkta duruyorsun, ehliyetini dün almış 50 yaşında teyzenin biri geldi, arkadan sana çarptı...araçlar pert....
Polis gelince ne olacak sanıyorsun? ehliyetin olmadığı için sigortan geçersiz olacak.Arkadan bile vursa suçlu olacağın için diğer aracı cebinden yaptırmak zorunda kalacaksın.Üstüne de 600 lira civarında ceza ödeyeceksin....Bu açıdan düşünürsen işin rengi değişiyor değil mi?
Belki bulunduğun yerde ehliyet fazla sorun olmaz rahat rahat dolaşırsın.Bunu da doğru bulmuyorum ama hadi öyle diyelim.Ama hiç yoktan hakkını savunacak yaşa ve ehliyete sahip olana kadar özellikle insanların yoğun olduğu yerde veya yoğun trafikte, mahalle aralarında normal kullan.Şöförlük kavramının o zaman geliştiğini anlayacaksın.Aksi halde düzeltemeyeceğin hatalar için pişman olman bazı şeyleri değiştirmez....
Biliyorum belki yazdıgımı bile tamamını okumadan bana kızacaksın, belki sinirli bişeyler yazacaksın sana mı sorduk diye...Başından geçeni anlatmışsın, Olaya sadece dışarından bakıp dikkat et demişler.Ama sen bir de ''ehliyet ne ki, gereksiz masraf'' a bağlamışsın. O yüzden bunlar aklında en fazla 3 saat kalır sabah hatırlamazsın bile.Ama eğer kendi kendine yaptığım doğru muydu? Diye sorarsan belki bazı şeyler değişir.Değişmesini ümit ediyorum.İnşallah hiç kaza bela yaşamazsın...