@dr20mouse
20. sayfada bu konu ile ilgili detaylı açıklama yapmıştım aynen aktarıyorum okumayan arkadaşlar için;
İstasyon Tanklarında beklemeden ve sirkülasyondan dolayı akaryakıtta ki tortu ve pislikler dibe çökme yapıyor. Tabi buna taşımanın yapıldığı tankeri de ilave edince kaçınılmaz son yaşanıyor. Bazı istasyonlar tank da ki yakıt dibi görene kadar yenisini almıyor ve dibe geldiğinde yakıt alanlar doğal alarak pis yakıt almış oluyor.
Yalnız Müşterisine önem veren ve kaliteden ötün vermek istemeyen istasyonlar (daha doğrusu kayıp yaşamak istemeyen) belirli aralıklarla tank ve pompa bakımı yaptırmakta.
Tanklar "cidarlama" denilen bir işlem yapılmakta. Bu işlem yakıtın yoğunluğunu ve vizikotesini sabit tutmak adına maksimum 10 yılda bir yapılmalı. Metal olan tanklar doğası gereği zarar görmemesi ve yakıtı stabil olarak koruması için.
Pompalarda ise aynı araçlarımızda olduğu gibi bir pompa ve filtre vardır. Bunlarında belirli aralıklarda temizlenmesi ve değiştirilmesi gerekir.
Şimdi bunu yapan istasyon kazanır, az yapan az kazanır, yapmayan en çok bize zarar verir. (partikül, yakıt filtresi, yakıt pompası gibi)
Günlük 15.000-20.000 lt ve üstü satan her istasyon bu işlemi kesinlikle atlamaz, altında olanlar ise konumuna göre değişir.
Yakıtta markadan ziyade aldığınız yere çok dikkat edilmesi gerekir.
Örneğin;
Bazı istasyonlarda lt birim fiyatları değişmekte. Yer yer 25 kuruşa kadar fark olabilmekte. Bu demek değildir yakıtı kötü! Eğer istasyon oturmuş ve belirli bir seviyede satış yapıyor ise mutlaka kaliteden ödün vermeyecek ve alacağımız yakıtta temiz olacaktır.
Bu 25 kuruşluk fark taban ve tavan fiyat sınırlamasını aşamaz!
Yalnız özellikle değinmek istediğim husus;
Eğer bir istasyonda indirim yokken Euro dizel normal Dizel fiyatına satılıyor ise bilin ki normal dizel alıyorsunuz!
Tam tersi benzin içinde geçerlidir!
Büyük şehirlerde yaşayan arkadaşlar mutlaka eski, büyük ve oturmuş istasyonları tercih etmeli!
Yakıtta yaşanan yoğunluk kısmına az da olsa değinmek isterim;
Aslında en güzel yakıtı kışın kullanıyoruz. Özellikle soğuk iklimin hakim olduğu bölgede ki arkadaşlar en kaliteli yakıtı alıyor diyebilirim. (Tabi ki bu durumu bilen firmalar daha rafineride çalmaya başlıyor, başlı başına bir konu)
Soğuktan yoğunluğu daralan yakıt gerçek oktan değerlerine ulaşarak verimli olmaktadır. Kış aylarında fazla yakıt tüketiminin nedenlerinden biride budur.
Yazın tam tersi yoğunluk genişlemesi sebebi ile de tüketim kalitesi (aslında azalmamakta ) azalmaktadır. Şöyle ki;
45 lt'lik bir depoya 40 litre yakıt koyarak bir süre (1-2 gün gibi) bekleyerek tekrar ölçtüğümüzde 40,40 lt olduğunu net bir şekilde görebilirsiniz. Tabi ki bu durum belirli sıcaklıkta olmakta. Tersi durumu kış şartlarında gerçekleşmektedir. O zamanda yoğunluk daralmasından ötürü aynı yakıt 39,60 lt olabilmektedir.
Şu demek değildir; 45 lt yakıt aldım 2 gün sonra 46 lt olacak! veya 44 lt olacak!
Bu yoğunluk yaklaşık olarak binde 7 ile % 1 aralığında iklim şartlarına göre değişmektedir. Bunu bilen Akaryakıt firmaları bu işlemi dolum yaparken ayarlamakta ve vanaları kısmaktadırlar! Nasılsa artış veya azalış olacak demektedirler ve daha kafadan alacağımız yakıt kalitesi düşmektedir.
Bunun önüne maalesef geçebilecek bir durumumuz yok! Tavsiye olarak ise;
ARaç yakıt dolumu yapılacağı sırada Pompanın en kısık ayarda ağır bir şekilde doldurmasını pompacıdan ısrarla istemek olacaktır. Mümkün olduğu sürece aracınız dolana kadar başından ayrılmayınız.
Biraz uzun oldu özür dilerim. Konu hakkında sorusu olan var ise bilgimiz dahilinde seve seve cevap veririm.